The Wönderland
Türk sinemasından konu açılınca, özellikle son 20, aman dur yok sorry, 30 yılda belli başlı birkaç önemli filmden bahsetmek gerekir. Zaten hatrı sayılır film sayısı da pek fazla değildir. 90ların bulanık kasvetli atmosferli fotoromansal dram filmlerinin arasından komedi anlamında kültümsü
Okumaya devam etTabii ki de filmlerin de yazı kışı, gecesi gündüzü vardır, bunu daha önce de konuştuk zaten. İnanmayan Sadun’a sorsun. Yaz mevsimi, bende hep yol ve yolculuk filmlerini çağrıştırır, yolculuk filmleri (tabii ki hepsi değil) yazın aydınlık ve nispeten ferah havasına
Okumaya devam etkapak görseli: 2000lerin başları. Maağlum havalar soğuk ve biraz da haliyle kasvetli. Böyle havalarda gidin Im Juli, Amelie seyredin deyemem. Tabi isteyen gene izlesin de benim sineztesyamda onun slotu bööyle Mart Nisan gibi açılıyor. Gel gelelim, benim şahsen kendimin kışa
Okumaya devam etMerhaba kıymetli sen. Aralık ayı kültür bohçamın ikincisinde seyreylemenin güzel olacağı birtakım filmlerden ve dizilerden bahsedeceğim. Gece ve odak dağıtıcılardan arınmış vaziyette izlenmelerini öneririm. Yoksa zaten niçin izleyesiniz ki? Listenin torpilli öğelerinden birisi Emir Kusturica‘nın yönettiği, müziklerinde Goran Bregovic
Okumaya devam etKıymetli okurlar, değerli filmseverler. Her film her zaman izlenmez biliyorsunuz. Bazı filmleri gece, bazı filmleri gündüz izlemeniz gerekir ki etkisine tam girebilesiniz. Aynı şekilde her mevsimin filmi / kitabı da ayrıdır. Kışta izlenen bir Amelie, Nisan başı izlenen bir Amelie
Okumaya devam et