Aralık Kültür Bohçası #2: Film / Dizi
Merhaba kıymetli sen. Aralık ayı kültür bohçamın ikincisinde seyreylemenin güzel olacağı birtakım filmlerden ve dizilerden bahsedeceğim.
Gece ve odak dağıtıcılardan arınmış vaziyette izlenmelerini öneririm. Yoksa zaten niçin izleyesiniz ki?
Listenin torpilli öğelerinden birisi Emir Kusturica‘nın yönettiği, müziklerinde Goran Bregovic imzası olan harikulade film; Underground.
Bu filmi izleyin anacım. Düğün sahnesinde sıkıntıdan patlasanız da izleyin. Kişi ve olayların vardıkları yerler, sahneler ve müzikler, dozunda absürdlük, az biraz gerçeküstülük gerçekten çok etkileyici.
Spring, Summer, Fall, Winter… and Spring, Uzakdoğu sinemasından koparak bizlere gelen duygusal yanı güçlü bir felsefik yapım. İzlenmesinin vakit kaybı olmadığı kanısındayım. Türe önyargılıları anlayabilirim. Bende da vardı. Sanırım halen var.
The Lost Room maalesef ama maalesef sadece 6 bölümlük bir mini dizi. Akıcılığı, özgünlüğü, sürükleyiciliği çok falan her şey çok güzel. Fantastikli bir yapım ancak bazen standart film/dizilerden daha realist de olabiliyor. Sindire sindire izleyin.
Requiem for a Dream
🙂
Donnie Darko
Böyle manyak deli işte ne bileyim eşşek edecek bir film lazımsa bulaşın buna. yoksa ne gerek var.
Jake Gyllennhaal’ın aynı yıl içinde hem Bubble Boy’da hem Donnie Darko da oynadığını belirtmek istedim konu dışı olarak.
Predestination‘a gelecek olursak, gelecek günler bizimdir. Hakkında hiçbişey araştırmadan izlemeye başlamanızı öneririm. İzlemenizi kesinlikle öneririm. Soğuk kış gecelerinde beyin yaklamıl ne güzel püfür püfür.
Nightcrawler
Kendinden nefret ettirecek kadar iyi bir oyuncu olmak <3 Jake Gyllenhaal. Yoksa başka bir açıklaması olamaz.
Memento
Sammy Jenkis’i hatırladınız mı? Hatırlamadınız mı? Neysa konumuz bu değil. Christopher Nolan imzalı bu değişik filmde gene saphioseksik dürtüleriniz harekete geçecek.
Şimdilik bu kadar diyelim. Sıradaki listelerde görüşmeklerella.
Takein care çok.
